Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çok yormadan istediğimi veriyor bana ve kendimi güvende hissetmemi sağlıyor.

    Fark ettim ki ben sadece hüzün, hayal kırıklığı, yalnızlık duygularında boğulurken ya da çok fazla umutlu hissettiğimde yazıyorum ya da yazabiliyorum. Kendimi böyle alıştırdığımdan mı oldu yoksa ancak böyle zamanlarda mı yazabiliyorum? Yani benim anlatacak bir şeyim yok mu? Uzun soluklu bir hikayem olmadığı gibi kurgu becerim de yok sanırım. Eğer gerçekten becerim yoksa benim için fazlasıyla yıkıcı olur.    Çok fazla fiziksel olay içermeyen, genellikle karakterin kafasındakilerin yazıldığı romanları çok severim. Başka birinin aklındakileri bilmek, bunları sadece okuyarak öğrenmek çok hoş. Ailemin sık değişen ve uç noktalarda yaşadıkları duygu durumları sağ olsun, hayatım ve güvenliğim etrafımdakilerin hissettiklerini çok hızlı bir şekilde anlamama bağlı. Anlamak, çoğunlukla da yeterince hızlı anlamak her zaman kolay olmadığından seviyorumdur belki iç sesli kitapları. Çok yormadan istediğimi veriyor bana ve kendimi güvende hissetmemi sağlıyor.

Bilinçli ve bilinçsiz şekilde ilişkilerle ilgilenmiyorum.

    Geçen hafta uyumaya çalışırken içimde hiç yaşamadığım bir şeyi hissettim: sarılarak uyumanın özlemi.  Kendimi üzgün ve yalnız hissetmekten alıkoyamayacağımı düşünürken anılarımdan bir kesit canlandı gözümde. Kendime güldüm, nadiren gelen yalnızlık hissinden kurtulmak için başka bir insanı hayatıma dahil etmek, başka bir insanın hayatına dahil olmak; kendimi anlayamazken başkasını anlamam gerekmesi, anlanabilmek için kendimi açıklamam gerekliliği, çoğu zaman kendimi bile memnun edemezken başkasının bunu yapmaya çalışması ve benden de beklemesi, ilişkide olmanın içsel ve dışsal yükümlülükleri vs.. Ve en çok istediğim şeylerden biri olan yalnız yaşamaktan (yıllardır hiç değişmeyen tek hayalimden) vazgeçmek. Şüphesiz hayır, vazgeçmek istemiyorum. Üstelik böyle bir karar vermemi gerektirecek durum içinde de değilim. Bilinçli ve bilinçsiz şekilde ilişkilerle ilgilenmiyorum. Peki yalnız olmayı bu kadar çok sevmeme hatta daha çok yalnız kalmak istememe rağmen nereden geldi bu anı benzeri h

Elmalar nereden düşüyorlar?

   Yemyeşil ağaçların arasında ışık huzmeleriyle dans eden, mis gibi havayı ciğerlerine doldururken içindeki huzur yüzünden okunan kızın başına birden bire üç elma düşüvermiş; bana, bana ve bana. Çünkü bu harika ormanda benden başka kimse yokmuş. Kız benmişim, ağaç benmişim, ışık huzmesi de benmişim. Peki ya o üç elma? Onlar da mı benim? Bilmiyorum, dışardan da atılmış olabilirler. Sorabileceğim benden başka kimse yok, benim de haberim yok. Nasıl öğrenebilirim?    Kendimi huzurlu hissetmek için uzun zamandır çabalıyorum. İsteğim içimde sürekli bir huzur oluşturmak, diğer tüm duyguların üzerine sıçrayıp sonra da akıp gideceği sağlam ve yıkılmaz bir huzur. Gerçekten yapılabilir mi, bilmiyorum. Bildiğim ilerleme kaydettiğim ve bir süredir sağlamlık testlerinin başarıyla sonuçlandığı. Hiçbir bakımı kaçırmıyorum, ufak sarsıntılarda hemen kontrol ediyorum ediyorum ve her gün daha büyük ve sağlam olması için azar azar çalışıyorum. Yavaş ama sağlam ilerlediğimi düşünüyorum, kendime de güveniyo

Birbirimizi daha fazla hayal kırıklığına uğratmadan yollarımızı ayırmamız gerektiğini düşünüyorum yazmakla.

   Dün akşam uzun zamandır izlemek istediğim "The Man Who Invented Christmas" filmini izledim (İçeriğinden bahsetmeyeceğim, sadece bana düşündürdükleri ve hissettirdikleri ile ilgili bir yazı bu.). Başkahramanımız Dickens'ın yazmaya duyduğu heyecan, tutku ve takıntısı; yaşam tarzı, insanlarla olan inişli çıkışlı ve uç noktalardaki ilişkisi bana çok tanıdık aynı zamanda da itici geldi. Kendimde çokça gördüğüm ve görmezden geldiğim çoğu şeyi başka bir karakterde görmek ilk kez yaşadığım bir şey değil tabi, dikkatli okuyan ve izleyen herkes bu duyguyu tatmıştır. Bu arada iyi özelliklerle kendi gözümüzü boyamaya çalışmadığımız sürece kişinin kendini tanıması ve anlaması için kurgu karakterlerle kendimizi ilişkilendirmenin harika bir yöntem olduğunu düşünüyorum.    Başkahramanımızın harika bir yazar olması, kendimi onunla ilişkilendirdiğimden, bana tekrar yazmak için hevesle beraber umut verdi. Yazmak benim için sıcak ve zayıf bir ışık hüzmesi olmuştu, karanlık ve soğuk o çamu