Elmalar nereden düşüyorlar?
Yemyeşil ağaçların arasında ışık huzmeleriyle dans eden, mis gibi havayı ciğerlerine doldururken içindeki huzur yüzünden okunan kızın başına birden bire üç elma düşüvermiş; bana, bana ve bana. Çünkü bu harika ormanda benden başka kimse yokmuş. Kız benmişim, ağaç benmişim, ışık huzmesi de benmişim. Peki ya o üç elma? Onlar da mı benim? Bilmiyorum, dışardan da atılmış olabilirler. Sorabileceğim benden başka kimse yok, benim de haberim yok. Nasıl öğrenebilirim?
Kendimi huzurlu hissetmek için uzun zamandır çabalıyorum. İsteğim içimde sürekli bir huzur oluşturmak, diğer tüm duyguların üzerine sıçrayıp sonra da akıp gideceği sağlam ve yıkılmaz bir huzur. Gerçekten yapılabilir mi, bilmiyorum. Bildiğim ilerleme kaydettiğim ve bir süredir sağlamlık testlerinin başarıyla sonuçlandığı. Hiçbir bakımı kaçırmıyorum, ufak sarsıntılarda hemen kontrol ediyorum ediyorum ve her gün daha büyük ve sağlam olması için azar azar çalışıyorum. Yavaş ama sağlam ilerlediğimi düşünüyorum, kendime de güveniyorum. Yine de kendimi her şeyin beterinden gizli gizli korkarken buluyorum. Kendi zayıflığımdan mı korkuyorum, yoksa insanlardan mı? Elmalar nereden düşüyorlar?
Yorumlar
Yorum Gönder