Dinleseydim.

   Eğer insanlar dinleseydi beni, gözlerimle ruhlarını delmeden önce, sesim kalplerinin ve akıllarının ücra odalarına ulaşmadan önce, sözlerim kalbi kırıp ruhu çatlatmadan önce dilim bu kadar keskin olur muydu?

   Ya da kendime yetmeyen aklımı dağıtmadan önce dursaydım, dursaydım ve düşünseydim. Dinleseydim. Derdine çare mi istiyor, kalbine battaniye mi, ya da sadece duyulmak mı, diye.

   Sussaydım. Aklımı da sustursaydım. Kalbimi kapatsaydım. Duyduklarım kulağımdan içeri girmeseydi. Her derdi kalbime, her sorunu aklıma almasaydım. Sadece iyi bir dinleyici olup ağızım sıkıca kapalı, başımı sallayarak dinleseydim. Daha iyi bir dost, daha iyi bir insan olur muydum?

   Ya da sesimi ve yüz ifadelerimi sert ve sarsılmaz göstermeye çalışmayı bıraksaydım, hissettiklerini ne kadar çok hissettiğimi belli etseydim. Kalbinin kalbimde yeri olduğunu gösterebilseydim sana daha faydalı olabilir miydim?

   Dün daha akıllı olsaydım, bugün daha az kalp kırar mıydım? Daha az insanı üzer miydim? 

   Belki kaçmalı ve saklanmalıyım. Ruhu ve kalbi olan her canlıdan. Kalbe işleyip ruha dokunan sözlerin ne anlamı var eğer iyilik ve huzur getirmeyecekse. Ve yıkmanın ne anlamı var daha iyisi inşa edilemeyecekse.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlanıyorum.

Mutlak sessizlik.

"Kadın olmak" hakkında herkesin fikri var.