Anlamaya çalışıyoruz.
Konuşuyorum, insanların yüz ifadelerini izliyorum, gözlerinden ruhlarını görmeye çalışıyorum. Ne için? Anlaşılıyor muyum, anlamak için. Kalbimi o kadar çok açtım ki etrafımdaki insanlara. Anlattım, anlattım, anlattım... Ve sordum, sordum, sordum... Anlamadılar, ne anlattığımı ne de sorduğumu. Bazen üzüldüm, bazen öfkelendim. Tekrar ve tekrar denedim. Olmadı. Sadece bir dostum var ne dediğimi anlayan ve bana neden dediğimi anlatan, ona minnettarım. Ruhlarımız bedenlerimize ulaşana kadar eşlik etmişler birbirlerine ki, düşüncelerimizi paylaştığımız sohbetlerimizde bedenlerimizin ve bedenlerinizin ötesinde sadece fikir olarak var oluşu görüyor, tutuyor ve yokluyoruz. Anlamaya çalışıyoruz. Kendimizi, insanları, insanların oluşturdukları toplumları, bu toplumların kültürlerini, inançlarını ve amaçlarını. Herkesin ve her şeyin hem çok farklı hem de ne kadar da benzer olduklarını görüyor, duyuyor ve hissediyoruz. İki çift gözümüzden başka kalbimizle, ruhumuzla ve tüm var olanların gözüyle görmeye çalışıyoruz. Neyi mi? Kendimizi, insanları, canlıları, cansızları ve hepsinin asıl varlığı ve kendisi olan ruhlarını. Var olanları ve var olmanın amacını. Neden mi? Çünkü var olmanın anlamını kavradığımda var oluşumun amacını yerine getireceğime inanıyorum. Gerçekte ve kafamın içinde çektiğim tüm acıların bir anlamı olacak. Tüm sorgulamalarım sonuca ulaşacak ve tüm sorularım yanıt bulacak.
Yorumlar
Yorum Gönder