Asıl olan ne?

"Hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir."

   Bu sözü bir Youtube videosu yorumunda gördüğümde durdum, hakkında konuştuklarımı düşündüm. Kabullenmediğim ya da affetmediğim pek bir şey yok; hatta aklıma hiçbir şey gelmedi. İyiyim, diye düşündüm ama... Ama burada ne olduğunu bilmediğim şeyin varlığını tekrar hissettim. Sözlere dökmek şöyle olsun kafamın içinde bile duyamadığım, canlandıramadığım şey. Bir acı mı? Açıkçası sanmıyorum.

   Geçenlerde çok yakın bir arkadaşım, "İki tane sen var, sen asıl olanı dizginliyorsun." dedi. Ben bir olamadığımı zaten biliyordum ama asıl olan mı var? Yani ben o çokluğun toplamı değil miyim? O çokluk asıl olanı tutmak için mi? Asıl olan ne? 

   Yıllarca kendimi anlamak, kendimle tanışmak için içime dönük yaşadım; yardımcı olabilecek kitaplar okudum, başkalarıyla konuştum ve delirene kadar düşündüm. Birkaç defa bulduğumu sandım kendimi ama o versiyonum yürürlükten kalktı. Kendimi sürekli sorgulamam bana faydadan çok zarar vermeye başladı. Ne yapacağım bilmiyorum, yöntemlerimi değiştirmenin zamanı geldi mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlanıyorum.

Mutlak sessizlik.

"Kadın olmak" hakkında herkesin fikri var.