Ölüp tekrar dirilmek için.
“Yalnızlığın elleri hep avuçlarımda
Ne gelir ellerimden kimse tutmadıkça”*
Gerçekten elimizi birileri tutmalı mı yalnızlıktan kurtulmak
için? Ne zaman yalnız oluruz ki biz? Öğrenmek
istiyorum.
Bazen birileriyle otururken, konuşurken, otuz kişiyle
otobüste giderken yalnız hissediyorum. Evde yalnız yemek yerken, film izlerken
ya da uyurken yalnızlık hissetmiyorum. Yani yalnızlık sadece yanında bir beden
olması ya da olmamasıyla alakalı değil. Peki ya ruh? Yanımda başka bir ruhun
olması da yalnızlığımı azaltmıyor eğer ruhumdan ruhuna bir köprü yoksa.
Bazen yalnız olmak istiyorum, tamamen yalnız. Kimse bana
ulaşamasın; ben de kimseye ulaşamayım. Düşmek istiyorum içindeki kara kuyulara
ve oralarda kalmak istiyorum bir süre. Ama akşama sofra kurmam gerekirken,
arayanların endişelenmemesi için telefonumu yanımda tutmam gerekirken, yarın
kalkıp derse gitmem gerekirken, halime üzülmesinler beni çok seven yakınlarım
diye kendimi sürekli bir arada tutmaya çalışırken yapamıyorum. Kısa süreli
düşüşler ise yeterli gelmiyor kendimde boğulmak için. Ölüp tekrar dirilmek için.
*Yalnızlık Senfonisi, Sezen Aksu
Yorumlar
Yorum Gönder