Uzun lafın kısası, kendi yalanıma sığındım.
Bu aralar beklediğim şeyler var. Olacağından emin olduğum şeyler. Öngörülerim beni yanıltmadı şimdiye kadar, bu yüzden olacağından eminim. Siz deyin kalp gözün açık, ben deyim iyi bir gözlemciyim. Gözümle ya da kalbimle bir şeyleri gördüm ve anladım, emin oldum ve beklemeye koyuldum. Beklemek sandığımdan daha uzun sürdü ve sonunda olacağından emin olduğum şeyin olması için uygun ortam ve zaman geçti, tükendi.
Sorgulama zamanı geldi. Kendimi sorgulamam gerek ki mükemmel öngörülerimi aklayım. Onlar olmadan hayatım daha da belirsiz ve korkutucu olur, onlar benim için rüzgarlı zamanlarda ardına sığınabileceğim sağlam duvarlar. Sağlam duvarlardı. Rüzgar beni alıp götürmesin derken duvarın altında kalmayı tercih etmek pek aklıselim bir seçim olmaz. O yüzden öğrenmem gerek, neden yanıldım?
Belki olmasını o kadar istedim ki doğru olduğuna kendimi ikna etmek için kendime yalan söyledim, sonra da inandım kendi uydurduğum işaretlerin varlığına. Yani gözlemlerimle ve müthiş yeteneklerimle fark ettiğim bir şey değildi, asla olmadı. Kendime istediğimi itiraf edemedim ama vazgeçemedim de. Uzun lafın kısası, kendi yalanıma sığındım. Çok güvendiğim öngörülerimi de bu yalana alet ettim.
Bir avuntuya sığınıp bunu unutacağım. İyiki fark ettim yalanımı ve bıraktım beklemeyi, benim geçerli ve mantıklı avuntum olacak. Çünkü biliyorum kendimi, daha çok sürdürdüğüm oldu bazı yalanlarımı. Çok zaman kaybettim anlayana ve gözümü açana kadar. Demek ki dersimi aldım artık, bundan sonrasında ise kendime yalan söylemeyi bırakmayı umuyorum. Ah, başkalarına yapmayacağım şeyleri kendime yapmayı bırakmam gerek.
Yorumlar
Yorum Gönder