Sen olduğunu sandığın kadar becerikli, güçlü ve dayanıklı değilsindir.

    Kaçmak, saklanmak, dönmek, düşmek ve yüzleşmek.

   Bir şeyden, birinden, birilerinden kaçarız. Bazen kısa sürer bazen uzun; bazen çok uzaklaşırız bazen sadece gözümüzü kapatırız. Kaçtığımızda çok uzaklaşmamış olsak da önce başımız döner, kurtulmanın heyecanından ve değişiklikten. Farklı bir yer, iş, kişiler olabilir. Farklı bir sen de olabilirsin. Bu heyecan yeni bir macera, keşfedilecek yeni yerler, tanınacak yeni insanlar ya da kendi varlığını fark etmekten kaynaklanabilir. Sebebi ne olursa olsun önce kalbimize bir çarpıntı yapar, gözümüze şeker pembe bir perde indirir ve başımızı döndürür.

   Zamanla bazı şeyleri fark edersin; insanlar birbirinden çok farklı değillerdir, mekanlar birbirlerinden çok farklı değildir, sen kaçmadan önceki halinden farklı değilsindir. Girişimin sandığın kadar büyük değildir artık senin için ve geride bıraktığın sorunlardan asla tamamen kurtulamayacağını anlarsın. Çünkü sorun sadece etrafındaki insanlar ve yaşadığın yer değildir. Sorun sensindir. Sen olduğunu sandığın kadar becerikli, güçlü ve dayanıklı değilsindir. Tek başına ya da yabancı bir yerde, birileri sana göz kulak olmadan daha iyi olacağını düşünerek yanılmışsındır. Seni engellediğini düşündüğün yer ve kişilerin senin için neler yaptığını fark etmek seni fazlasıyla üzmüştür. Pişmanlığı hissetmeye başlarsın, bazen geri dönmek istersin ama köprüleri yakmışsındır; bazense tek istediğin iyi bir ayrılık olur, kaçtığın yere ufak bir teşekkür göndermek istersin. Bunu yapmak için de çok geç olabilir.

   Farkındalık herkese her zaman gelmez, geldiğinse ise bir şeyleri düzeltmek için geç olabilir. Kaybettiklerinin ve kendi elinle parçaladıklarının yasını tutarsın. Sonrasında ise belki daha bilinçli, belki daha hüzünlü yaşamaya devam edersin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlanıyorum.

Mutlak sessizlik.

"Kadın olmak" hakkında herkesin fikri var.