Gördüğümüzden ötesinin olmadığı değil, ötesiyle beraber bildiğimiz bir sadelik.
Hayat çok karmaşık. Kimse sadece iyi ya da sadece kötü değil. Hiçbir olay ya da durum kişi için öğretici ya da ödüllendirici değil. Kimse bir konuda tamamıyla haklı değil. Hiçbir şeyin sebebi tek değil. Hiçbirimiz sandığımız ya da olmayı istediğimizi sandığımız kişiler değiliz, hiç olmayabiliriz.
Alışverişe çıkıyorum ve alacaklarımın içeriklerini okurken, tadı bu kadar zararlı içeriğe değer mi, diye soruyorum kendime. İlacın yan etkilerini okuyunca şu an sahip olduğum rahatsızlık daha hafif geliyor. Bir iki tatlı söz duymak için harcadığım emek boşuna gidiyormuş gibi hissediyorum. Babam, mantı kıymalı hamur neden bu kadar uğraşıyorsunuz, der. Haklı aslında ama mantı ve kıymalı hamurun tadı aynı olmuyor. Peki mantıdan hayata genelleyebilir miyiz? Hayır. Bence her şey verdiğimiz emeğe ve getirdiği zarara değmez. Mantı örneği ciddi bir sorgulamayı bölmüş olabilir, özür dilerim bunun için ama aklıma gelen ilk örnek mantı oldu.
Verdiğim emek ve aldığım zarar kesinlikle hissettiğim tatmin olmuşluktan fazla olmamalı, tamam. Peki, verdiğim emek ve aldığım zarar hissettiğim huzur ve mutlulukla denk olmalı mı? Bilmiyorum ama bazı durumlar için kabul edilebilir olabilir belki.
İnsanlar çok karmaşık, hayat daha karmaşık ve hayatın parçası insanların hayata pek faydası dokunmuyor sanki.
Aslında kaos evrendir, kaos biziz. Kaosta büyür, gelişir, besleniriz. Fakat fazlası zarar tabi her şeyde olduğu gibi. Bazen basit birkaç dakika geçirmek iyi gelir. Bazı sözleri duymak iyi gelir, açık ve net, gizli anlamlar, emirler ve aşağılamalar içermeyen sözleri. Baktığında içinde huzur ve sakinlik bulabileceğin, güven veren bir çift göz de iyi gelir. Baktığın gözler de senin gözlerinde bunları görür, hissederse ne harika olur.
Aslında herkesin, senin ve benim ihtiyacımız olan biraz sadelik, doğruluk ve şeffaflık. Fazlası değil. Gördüğümüzden ötesinin olmadığı değil, ötesiyle beraber bildiğimiz bir sadelik.
Yorumlar
Yorum Gönder