Çemberden nasıl çıkacağımı bilmiyorum.

   Kabul ettiğimden ve bahsettiğimden daha bencil, tembel, şımarık, sabırsız, zayıf ve kibirliyim. Beğenilme ve kabullenilmeye muhtacım. Ziyan ettiğim hayatımı nasıl harika bir hale getireceğimden bahsedip duruyorum. Roman yazacağım, çizgi roman yaratacağım, kendi sergimi açacağım, daha önce yapılmamış bir tarzda animasyon yapacağım, film çekeceğim, vs. O kadar çok ki! Ve bunları yapmak için hiçbir becerim yok. Daha da kötüsü bunların birini bile yapacak azmim yok. Sadece konuşuyorum. Çok konuşuyorum. Etrafımdakilerden daha çok kendimi ikna etmek için konuşuyorum sanırım.

   Hepimiz değişiyoruz, istesek de istemesek de. Farkında değiliz belki çoğumuz ama gerçek bu.

   Değişimi kabul ediyorum ve gücüne inanıyorum. Peki hangi yöne doğru değişiyorum? Kendime yaklaşıyor muyum? Kendim olduğumu sandığım bir rahatlığı kabul edip ona mı sığınıyorum? Kolay olanı seçtiğime dair şüphelerim var.

   Olmak istediğim kişi ve ben sandığım kadar farklı olmayabiliriz ama ben olmanın ne kadar acı verici olduğunu bildiğimden sınırlarımı daraltıp kendimi korumaya çalışıyor olduğumu fark ediyorum. İçimde barındırdığım tüm zıtlıklar sırayla sahne alıp hayatıma yön veriyor ve hayatım, ufak bir çemberin içinde ortaya belirli ve anlamlı bir şey çıkartmadan dolanıyor. Ben anlamsız bir şekilde dolanıyorum. Ve her geçen gün hayatımın anlamsızlığını besliyor ve çemberi biraz daha daraltıyorum.

   Çemberden nasıl çıkacağımı bilmiyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlanıyorum.

Mutlak sessizlik.

"Kadın olmak" hakkında herkesin fikri var.