Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ölüp tekrar dirilmek için.

  “Yalnızlığın elleri hep avuçlarımda Ne gelir ellerimden kimse tutmadıkça”*    Gerçekten elimizi birileri tutmalı mı yalnızlıktan kurtulmak için? Ne zaman yalnız oluruz ki   biz? Öğrenmek istiyorum.    Bazen birileriyle otururken, konuşurken, otuz kişiyle otobüste giderken yalnız hissediyorum. Evde yalnız yemek yerken, film izlerken ya da uyurken yalnızlık hissetmiyorum. Yani yalnızlık sadece yanında bir beden olması ya da olmamasıyla alakalı değil. Peki ya ruh? Yanımda başka bir ruhun olması da yalnızlığımı azaltmıyor eğer ruhumdan ruhuna bir köprü yoksa.    Bazen yalnız olmak istiyorum, tamamen yalnız. Kimse bana ulaşamasın; ben de kimseye ulaşamayım. Düşmek istiyorum içindeki kara kuyulara ve oralarda kalmak istiyorum bir süre. Ama akşama sofra kurmam gerekirken, arayanların endişelenmemesi için telefonumu yanımda tutmam gerekirken, yarın kalkıp derse gitmem gerekirken, halime üzülmesinler beni çok seven yakınlarım diye kendimi sürekli bir arada tutmaya çalışırken yapamıyor

Hayat güzel, ait olduğun yerdeyken.

  Perili nilüfer gölünün ışıltılarını görünce dinleyen ağaçların arasından koşarak çıktı. Derin bir nefes aldı, gülümsüyordu. Huzurun solunabildiği nadir yerlerden birindeydi. Yumuşak çimlere bağdaş kurup oturdu. Kollarına dayanıp geriye doğru eğildi. Uzun dalgalı saçları çimlerle oynuyordu. Çimlerin arasından toprağa değen elleri vücudunu sihirle dolduruyordu. "Hoş geldin." dedi küçük bir peri, gölün üzerinde dans ederek uçuyordu. "Hoş buldum." Gözlerini kapadı. Havadaki çiçek kokusuna karışan ferah yaprak ve çim kokusunu içine çekti. Gölün sakin dalgaları, yaprakların hışırtıları, perilerin ve kuşların kanat seslerini dinledi. Ellerinden vücuduna dağılan sihre bıraktı kendini. Ağaçlar, bitkiler, göller, hayvanlar, periler ve o; hepsi ormanın parçalarıydılar. Hepsi ormandı. Bir beden, bir ruhtan çok daha fazlası oldu. Ormanken daha çok kendisi oldu; kendisiyken olmadığı kadar çok kendisi. Uzandı çimlere. Ruhu ormanın derinliklerinde dolanıyor; ağa